Corona Günleri’nde Sipariş -2-

Efsun Gul
4 min readApr 26, 2020

Doğru Zamanda Doğru Yerde

Bu yazıyı küçük ve daha önce sipariş konusunda çok deneyimi olmayan işletmeler için hazırladım. McDonalds kepenk indirmişken, patates kızartmanızın ne kadar lezzetli olduğunu dünyaya haykırma hiç de fena fikir değil. Ama bunu sadece instagram hesabı açarak başarmak pek mantıklı değil…

Bir sosyal medya hesabının binlerce ve hatta yüzbinlerce kişi tarafından takip edilmesi, «görünürlük » ve devamında « bilinirlik » açısından çok önemli. Peki ya satış ? Pazarlama yöntemleri ve araçları her zaman satışı beraberinde getirmez. Bu durumu, son günlerde birebir deneyimleyen çok kişi var…

Malum dükkan kapalı, yani yoldan geçen, müdavim olan, canı spesyalinizi yemek isteyen birilerine doğrudan satış yapamıyorsunuz. Küçük işletme iseniz, en büyük outdoor reklam aracınız olan mekanınızın kepenkleri inmiş. Biraz oflayıp, biraz endişelendikten sonra yol bulmaya çalışıyorsunuz. İlk akla gelen fikir « gönderi » oluyor, ama nasıl ? Konuyla ilgili bir önceki yazıda da vermiş olduğum restoran/cafe örneğinden ilerleyeceğim ama talebin söz konusu olduğu her alanda bu bahsettiğim çalışmayı yapabilir, en azından deneyebilirsiniz.

Ürün Seçimi

Öncelikle « Menüdeki kahraman » olarak adlandıracağınız ürünü seçin, tüm ürünlerinizi satmaya çalışmayın. İlk adımda tek ürün seçmenizi öneririm ama ürününüzün ne olduğuna bağlı olarak aynı ürünün 2–3 çeşidini de bu sürece dahil edebilirsiniz. Tek ürün için çalışan bir sistem kurduğunuzda yanına yeni ürünler ekleyebilir veya gamınızı genişletebilirsiniz. Bir fikir daha ; ürünü seçerken yaşadığınız ülkede kullanılan yemek siparişi uygulamalarını kontrol etmeyi unutmayın. Ürününüzü, uygulamada arama bölümüne yazdığınızda karşınıza o ürünü hazırlayabileceğini iddia eden az sayıda işletme varsa, avantajlısınız demektir.

Paketleme

Corona testi negatif çıkan kişiler tarafından üretilmiş ürün en doğrusu ve fakat bu test her zaman erişilebilir değil. Bu sebeple üretimde, 14 günlük karantina dönemini sağlıklı şekilde geçirmiş, sosyal mesafe kurallarına uyarak yaşamını sürdüren, maske, eldiven vb hijyenik önlemleri alarak çalışan ve bu üretim dışındaki zamanını evde geçiren kişilerle çalışmanız gerekiyor. Böyle bir ekibin veya kişinin ürettiği yiyeceği havayla teması minimumda olacak şekilde paketleyip, kısa sürede teslim etmek tüketicinin size daha çok güvenmesine yardımcı olacaktır. Bunun için bu süreci videoya kaydetmeniz ve iletişiminiz sırasında değerlendirmek üzere bir kenara koymanızı şiddetle tavsiye ederim. Unutmamalıyız ki, hızla rafları boşalan tuvalet kağıdı ve makarna gibi ürünler de evlere paketli şekilde giriyor. Yani tüketici koskoca marketlerde bulunan ve binlerce insanın etrafında dolaştığı bu ürünleri evlerine sokmaktan çekinmiyor. Onların üretim süreçlerinde de insanlar çalışıyor ve sizin gibi küçük ekipler halinde değil hayli kalabalık şekilde.

Bu arada kaynaklar der ki : « Şu ana dek « COVID-19’un gıda veya gıda ambalajı nedeniyle yayılması » konusunda herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. » Bu bilginin yer aldığı başka kaynaklar da bulunuyor.

Kaynak: FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) İlgili metnin geçtiği web adresi : https://www.fda.gov/food/food-safety-during-emergencies/food-safety-and-coronavirus-disease-2019-covid-19

Kaynak: FSAI (İrlanda Gıda Sağlığı Otoritesi) İlgili bilginin geçtiği web adresi:

https://www.fsai.ie/faq/coronavirus.html

Ulaştırma

Buraya kadar herşey tamamsa yolu yarıladınız demektir. Ürün yoğunluğunuza ve bütçenize göre teslimat seçeneklerini belirlemelisiniz. Üreten de teslimatı yapan da siz olabileceğiniz gibi bunun için ekiplerle de çalışabilirsiniz. Ufak adımlarla sisteme adapte olmanın daha makul olduğunu düşündüğüm için az kişi ile risksiz ilerlemek bence en doğrusu. Burada üretim planı da devreye giriyor. Kaç adet ürünü ne kadar sürede satabilir, ne süreyle saklayabilirsiniz. Sipariş alma ve teslim etme konusunda kendinizi zorlamayın. Şu anda tüm dünyada daha sık rastladığımız bir teslimat türü var: tüm hafta alınan siparişlerin haftada bir veya iki günde teslim edilmesi. Yani “ara getirelim” yerine, “ara, sipariş ver, teslimat gününü bekle” sistemi. Burada bir sorun yok! Nasıl olsa “evdeyiz”

Tanıtım

İhtiyacınız olan bir çağrı metni ve basit bir tasarım var. Bu çalışmayı hem basılı hem de dijital medyada değerlendirmeniz gerekecek. Klasik yöntemi hatırlayın; mini bir broşür hazırlayıp teslimat bölgenize dağıtabilirsiniz (bunlardan birini de dükkanıza yapıştırmayı unutmayın) Bunun dışında sosyal medyanın nimetlerinden faydalanmalısınız. Çağrı metninizi sosyal medya için genişletebilir veya geliştirebilirsiniz. İçten, gerçekçi ve güvenilir bir dil kullanmanızı öneririm, öte yandan “bölgenin en iyisi” olduğunuzu iddia edecek kadar iyi olmaya çalışmayı ihmal etmeyin. Şu an içinde bulunduğumuz şartlarda tüketiciden ikinci şansı beklemek akıllıca olmaz, yani iyiyseniz gerçekten iyi olun, aksi takdirde emeğinize de değmez. Eğer sosyal medyada “fena sayılmayacak” bir takipçi sayısına sahipseniz, potansiyel müşterilerinizle iletişim kurmak konusunda şanslısınız demektir ama çok da heyecanlanmayın. Takipçi her zaman müşteri demek değil. Örneğin, Jamie Oliver’ı tüm dünya tanıyor ve mutfak maceraları milyonlar tarafından saatlerce izleniyor ama bu durum, restoranlarından bazılarını kapatmak zorunda kaldığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Haber verin ve “burdayım” diye bağırın ve bunu en lezzetli fotoğraflarla ve hijyen kurallarına uyduğunuzu kanıtlayan içeriklerle yapmayı ihmal etmeyin. İnsanların, orada olduğunuzu, onların sağlığını önemseyerek bir üretim gerçekleştirdiğinizi bilmesi gerekiyor. İçeriklerinizde güveni artıracak şekilde üretim ve paketleme süreçlerine de yer vermeyi ihmal etmeyin. Belki biraz indirim yapmanız, kampanya düzenlemeniz, tek bir ürünün teslimatı için uzun uğraşlar vermeniz gerekebilir ama sistem çalışmaya başladığında ilerlemek daha kolay olacak.

İçinde bulunduğumuz dönem, “eve servis” operasyonunu başlatmak ve pratik etmek için en uygun zaman olabilir. Eski günlere geri döndüğümüzde hem daha tanınır bir marka ve hem de teslimat konusunda daha deneyimli bir işletme olmanız dileğiyle…

--

--

Efsun Gul

Storytelling and Content Consultant, Founder at FSAP, Producer